28 Mayıs 2015 Perşembe

Ourobos Döngüsü

Dün gece rüyamda elimi kolumu sallaya sallaya bir sınır kapısından geçiyordum. Sanırsam gerçek hayatta da tam o noktadayım. Sınır kapısında. Dante'nin Araf'ında. Cennet ve Cehennem'in arasında. Bir sıçrayış yapmam lazım. Her yer labirent. Duvarlar yüksek. Çıkamazsam sonsuza kadar burada kalabilirim. Çıkarsam orada bir yerlerde mutlu olabilirim. Bilemiyorum o kadarını.
Sana bugün atalarımın evlilik konusundaki garabetliğinden bahsedeceğim. Dedem yani babamın babası tam dört kez evlendi. Son karısıyla olan nikahında ben bile vardım. Diğer dedem, yani annemin babası iki kez evlenmiş ama o dedemi hiç görmedim, gördüysem de hatırlamıyorum. Babam iki kez evlendi, iki kez boşandı. Üvey ağabeyim iki kez evlendi, iki kez boşandı. Babaannem iki kez evlendi. Ben iki kez evlendim iki kez boşandım. Annemle babam boşandı, hemen ardından teyzemle eniştem de boşandı. Kısacası bizde boşanmanın irsi olduğunu düşünüyorum. Aksini düşünen?
Önceleri evlenemem evde kalırım diye korkuyordum. Evlenmeden önce bir sürü çocukla da kırıştırdım ne bok yiyeceğim diye panikliyordum. Hem sonra çoluk çocuk yapmak lazım bilmem ne... Ardından kör topal bir herif buldum, koştur koştur evlendim. Eee tabii bir boka benzemedi, boşandık. Evlenip boşanınca bu defa da evlendim ayrıldım ne bok yiyeceğim triplerine girdim. Şimdi ikinci evliliğim de bitti ama kafam çok güzel :) Her zaman söylerim ilk boşanma = tragedya, ikincisi = komedya. Sonuç olarak şunu çok iyi biliyorum ki; ben bu laneti kırmadıkça bendeki bu *Ouroboros döngüsü sonsuza dek devam edecek.

*Tıkla: Ouroboros

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sizde içinizden ne geliyorsa yazın... Ben öyle yaptım...