19 Haziran 2015 Cuma

IQ mu EQ mu?

Yine bir Cuma günü, yine mesai bitimine saatler var ve ben yine ilk sorana anahtar teslim ruhumu verecek kıvama geldim. Sabahtan beri opsiyonları düşünüyorum. Masanın üzerine çıkıp kafa üstü atlasam mı, mutfaktaki Prili mi içsem yoksa dışarıdaki kamyonların önüne mi yatsam? Kararsızım... 
Üniversitedeyken öğrenci yurdunda tanıştığım, sarışın, uzun boylu, güzel ve Tıp Fakültesi'nde okuyan bir arkadaşım vardı. Kendisi kağıt üzerinde on numara beş yıldız bir insan olmasına rağmen, gerçekler o kadar da umut vaat eden cinsten değil. Aynı öğrenci yurdunda beş sene birlikte kaldık ama kendisiyle pek denk geldiğimiz söylenemez çünkü o yıllarda yavrucak 365 gün 6 saat yapışık yaşadığı çalışma masasına beynini akıtmakla meşguldü. Beni zaten hiç sorma... 6 Edebiyat B öğrencisi tadındayım. Güdük'ü sobaya saklıyorum, Kel Mahmut'tan gizli okulu ekiyorum falan filan...  
Neyse doktorun en bomba huyu katırlar gibi, danalar gibi, hayvanlar gibi her önüne çıkana platonik aşık olmasıydı. Avını gözüne kestirir ve amansızca aşık olurdu. Taaaa ki çocuğa "Al canımı!!! Al da senden kurtulayım!!!" dedirtene kadar. Mezun olduktan sonra bu sayko beni aradı. Arada bir görüşüyoruz. Ben de az manyak olmadığım için kızı sabırla dinliyorum, yorumlar yapıyorum, mantık terk akıllar yürütüyorum. Arada bir de hafiften ayar veriyorum. Mesela diyorum ki: "Doktorcuğum bak. Bu işler böyle olmaz. Sen biraz höt hötsün. Daha kibar ol. Erkekler cici kız sever. Biraz gülümse ne bileyim ben tatlı tatlı konuş. Daha sempatik ol." Herhalde birine öküz olduğu bundan daha özenli cümlelerle anlatılamaz. Bu da haklısın, maklısın deyip her defasında bildiğini okuyordu. 
Kızımız yine bir çocuğa aşık olmuştu. Yatıp kalkıp soluksuz Kaan dinliyoruz. "Kaan bugün kareli gömlek giydi. İhihihihihi" "Kaan var ya... her öğlen çikolata yiyor." "Kaan'ın kız kardeşi Doruk'la çıkıyormuş."Kaan Kaan Kaan Kaan... :S Doğum gününde geldi bana "Sence Kaan'ı çağırayım mı?" diye sordu. Ben de "Eee çağır tabii ama dediğim gibi biraz daha şirin ol, telefonda azcık cilve yap çocuğa" dedim ve kendimce kıza "ürkütme ceylanı" mesajını verdim. Bu EQ'su sizlere ömür arkadaşım açtı telefonu, bak konuşma aynen bu... Ne bir eksik, ne bir fazla :)))) "Aloooo... Kaan şen mişin? Yaapıyoşun? Benim doğum günüm vay... Geliy mişin? Tamam oldu... Göyüşüyüzzzz." dedi ve telefonu kapattı. Bu konuştukça benim gözler doldu. "Ne dedi peki?" dedim. "Hiç. Akşam arayacakmış." dedi. Kaan o günden sonra bir daha hiç aramadı. Doktor civanım da beni ilişkisinin içine sıçmakla suçladı. 
Şimdi hazır lafı gelmişken buradan Kaan'a seslenmek istiyorum. Kaan, seninle bir kere ya görüştük ya görüşmedik ama ben seni senden iyi tanırım. Ne menem bir insan olduğunu iyi bilirim. Bence kaçıp canını kurtarmakla çok iyi yaptın dostum. Benden duymuş olma, eski kız arkadaşın senden sonra evlendi. Maalesef kocası senden çok daha yakışıklı, hatta bir de üç yaşında oğlu var. Ben başarılı bir evlilik için EQ nun poşete koyulup çöpe atılması gerektiğine inandım. İşte bu yüzden Allah ne senin EQ'na ne de benimkine zeval vermesin bebişim...