15 Nisan 2016 Cuma

Çay tabağında salata...


Yine mevsimlerden sonbahar... Ben bir aile şirketinde işe başlamışım. Şirkette toplam 12 kişiyiz ama şirket sahibi kendine CEO diyor, oğlu Genel Müdür, karısı Finans Direktörü, kızı da şirketin Uluslararası İlişkiler Direktörü :)))) Hayır zaten şunun şurasında kaç kişiyiz. Herkes müdür, herkes direktör. Bir tek benim ünvanım her zamanki gibi sorumlu. Yani baş sorunlu :) 
Finans Direktörünün görevi ay sonunda sigortadan kaçırdıkları paranın üstünü 0,1 kuruşuna kadar hesaplayıp, çalışanın avucuna yerleştirmek; efendime söyleyeyim iki oda bir salon ofisteki kameraları takip edip, çalışanlar ne yapıyorlar diye araştırma yapmak, cep telefonlarına zoom yapıp mesajları okumak; Mutfak ve Temizlik Müdürünü azarlamak ve yapılan alışverişlere burnunu sokmak filan gibi tamamen finansla alakalı konularla ilgilenmek. CEO'nun görevi uzun cümleler kurup çalışanı bayıltmak, kötü ve yaşlı espriler yapıp tüm çalışanların içini bayıltmak ve herkesi panikletmeye çalışırken kendisini panikletip götünü oradan buraya hoplatmak. Uluslararası İlişkiler Direktörü'nün görevi ise kötü İngilizcesiyle her boka burnunu sokup yapılan anlaşmaları bozmak, wc'de selfie çekilmek ve diyet yapmak. Genel Müdür'ün işleri o kadar genel ki, buraya yazacak bir şey bulamıyorum. 
Sana öğle yemeklerimizden bahsetmek isterim. Durumu tam anlamıyla "Doya Doya Şirketim" olarak adlandırabiliriz. Yapılan yemekler kişi başı bir avuç olarak hesaplanıp, salatalar çay tabağında, yoğurt 4 kaşık civarı tek kasede, makarnalar tatlı tabağında sunulmakta, yanlışlıkla şirkette et piştiğinde fazladan bir kaşık konulması durumunda Finans Direktörü, Mutfak ve Temizlik Müdürü'nün kalçasından o eti cerrahi operasyonla alıp yemeğe eklemekteydi. Tabii bu durum aile bireyleri için biraz farklı işlemekteydi. Bizimle asla ve asla yemeğe oturmadıkları gibi, bizden sonra kendileri için oğlak çevirttikleri doğrudur. Bir gün yanlışlıkla toplantı salonunun kapısı aralandı da bizim CEO'nun içinde bir Erol Taş varmış. Hep birlikte buna şahit olduk. 
Örneğin tuvalet kağıdı sorunsalı. Her gün 12 kişinin kullanması için 1 tuvalet kağıdı wc'ye yerleştirilir. Artık sabah erkenden sıçtın sıçtın. Sıçamadın seçenekler belli. Günlük tuvalet kağıdı hakkını doldurdun demektir. Bu arada şirketin velinimeti sayıldığı için tüm tuvalet kağıtları tabii ki Finans Direktörü'nün odasındaki kilitli dolaplar ardında saklanmaktadır.  
Daha çok uzun anlatırım ama daralıyorum biliyor musun... Kısacası bil istedim. Böyle boktan bir yer de var dünya üzerinde. İçinde barındırdığı 4 boktan insanı ihya eden, diğer tüm çalışanları sinir eden bir yer. Böyle yerler azalarak bitsin. Bir çok tekrarlayan dileğimden birisi de bu. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sizde içinizden ne geliyorsa yazın... Ben öyle yaptım...