23 Eylül 2018 Pazar

Bi siktir...


Otel odasında tek başıma geçirdiğim ikinci doğumgünüm. İlkinden farkı kendimi artık çok daha yalnız hissediyor olmam. Bunları şikayet etmek için değil sadece iş olsun diye yazıyorum. Kedilere yakınlaşıp insanlardan uzaklaştığım o yaşa geldim sanırsam. Kediler de az göt değil. Her gün sev, ilgi göster, mamasını önüne koy, elini tırmalasın dişini batırsın totoşlar :) Bahçedeler iyi ki de boklarını temizlemiyorum hiç olmazsa. Zaten 1+1'de bok kokusundan boğulurdum herhalde. Şimdiye kadar yazdıklarımdan anlayacağın üzere pek de öyle matah bir şey yapmıyorum bu aralar. Yaşamın anlamını bolca sorgular oldum. Ankara'ya geldim geleli bir sürü mal adamla tanıştım. Yine hiçbiri ile kafam uyuşmadı. Biri hariç. Onun da benimle kafası uyuşmadı. İsmail YK şarkısı gibiyim amk. Beni beğeneni ben beğenmiyorum benim beğendiğim beni beğenmiyor, yoksa ben tipsizmiyim he?
Bu aralar götümü yere zor koyduğum için orası senin burası benim gezdim. Sonucunda ne oldu? Nezle oldum. Alkazar'dan kaçış filmindeki resim fırçaları elinden alınmış Duck gibiyim. Kasımpatımı bırakacak bir Frank arıyorum. Kısacası hayat git gide zorlaşıyor. Uzun zamandır ertelediğim "dönüşüm muhteşem olacak planını" artık devreye sokmanın zamanı geldi. Bugün instagramda gördüğüm bir kitap kulübüne nasıl katılacağımı sordum. Sormaz olaydım. Cidden fight club'a katılmak daha az gayret gerektiriyor. Ben hayatımda böyle mal bir admin görmedim. Neymiş efendim, çok kişi istemiyorlarmış, çünkü öyle olunca konuşamıyorlarmış. İlk önce misafir olarak gitmem lazımmış. Masada yer olmazsa yan masada oturabilirmişim. :))))) Hayatımda böyle manyak bir grup daha görmedim. Bu arada aklıma gelmişken söyleyeyim. O benimle kafası uyuşmayan var ya... Aslında sonradan şunu fark ettim. Benim onunla kafamın uyuştuğunu zannetmem, aslında benim kafamda yarattığım bir ilüzyon. Ben kendi fikirlerime o kadar sıkı sıkıya bağlıyım ki... Bazen karşımdakinin fikirlerini bile kendiminkilere adapte edip yakınlık kurduğum yanılgısına kapılabiliyorum. İşte bu da benim meziyetim. Karşımdaki insanın ne kadar da toplama ve boş biri olduğu algısından uzaklaşıyorum böylelikle. 90'lı yıllardaki toplama bilgisayarlar çöpü çoktan boyladığına göre toplama adamların modası geçmiştir diye düşünüyorum. Birinden müzik zevki, bir başkasından ev dekorasyonu, diğerinden resim sevgisi, heykel ve seramik aşkı... Bi siktir ya... Gerçekten bir siktir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sizde içinizden ne geliyorsa yazın... Ben öyle yaptım...