28 Ekim 2016 Cuma

Anarşi

Hep hayal kırıklığı... Mesela son günün olsa ve "Yaşadığın iyi bir hayat mıydı?" diye sorsalar,  ne derdin kısmına hiç takılmıyorum. Benim için önemli olan "Neye göre cevap verirdin? Büyük resme göre mi? Yoksa beyninin içini tırmalayan beyninden atamadığın bir kaç anıya göre mi?" Çünkü kendi adıma ben, bazen o büyük resimden hızla uzaklaştığımı hissediyorum. Duygular, düşünceler ve davranışlar asla birleşmeyeceğiz diye haykırarak isyan ediyorlar. Bu bir başkaldırı. Araya bir müzik giriyor, sevdiğim bir oyuncu dönüp büyük bir laf ediyor ve bu üçlü tahmin bile edemeyeceğin uzaklıktaki uçlara savruluyorlar.
Sıvı kaybına yol açan gözyaşlarımın açığını kapatmak için gidip mutfaktan su alıp içiyorum ve bu kadar zor olmak zorunda mı diye düşünmeden edemiyorum. Şu "Akıllanmadıkça aynı şeyi defalarca yaşarsın" muhabbeti işte. Yapılması gerekeni bilirsin de kılını kıpırdatmak istemezsin ya... Aynen öyle. Olması gerekenlerle olanlar arasında geçen şu hayatımızda, verdiğimiz kararların ne kadarı gerçekten bize ait? Ne kadarında bir bütünlük var? Ne kadarını eylemlerle destekleyebiliyoruz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sizde içinizden ne geliyorsa yazın... Ben öyle yaptım...