6 Aralık 2018 Perşembe

Yazar olmak yolunda...

      

    William Faulkner'a göre iyi bir yazar ahlakdışı olurmuş. Yine ona göre aklından geçen herkesi ayıptır, günahtır demeden soyabilme ahlaksızlığına sahip olmalıymış. Yani diyor ki kapıdan geçen Hatice Teyze'yi de don sütyen bırakacaksın icabında. Ne gerekiyorsa onu yapacaksın. Bu işler böyle. Kapının önünden geçmeyecekti. O da Hatice'nin problemi diyeceksin. Sanat için soyundu diyeceksin. Sanat özveri ister. 
       İyi yazarların genelde en az bir adet pis alışkanlığı bulunuyor. Nasıl mı? Ne bileyim ben... Böyle kötü alışkanlıklar, karı kız, düzensiz yaşam, alkol, malkol... İçeceksin bol bol, o ayyaş kafayla yazacaksın. Sigara dumanının altında geberik gibi klavyenin başında uyuyacaksın. Olmuyor öbür türlü. Aklı selimle yazılır mı onca manyak nesir. Önce bir güzel sıyıracaksın. Kendi osuruğunu kokladığında gülümseyeceksin. Kolay değil bu işler. 
      Şiveli, aksanlı, lehçeli yazılar yazmayacaksın bir kere. "Ha bağa mı diyısın?" benzeri memleketim insanı tiplemelerini bir kenara bırakacaksın. Kötü sit-comlardaki espri anlayışı gibi olmaz olsun dedirtmeyeceksin. Burdan yürüyenler bir Virginia Woolf olamadı. Hala Fısfıs İsmail tiplemesine replik yazıyorlar. 
      Yazar olacağım deyince "Beni de yaz, beni de!" diyen mallar çıkacak. İçinden "senin neyini yazayım" diyip bir an düşünebilirsin "bunu soysam iş yapar mı" diye. Soyduğunda da iş yapmayacaksa "yazarım tabii ayıpsın" de, gönüller hoş olsun. Yazmasan bile belki bir gün, kıtlık zamanı gelir, soyarsın. Belli mi olur. Komşu komşunun külüne.
      Tüm çevrenle irtibatı keseceksin. Yalnız kalmayınca yazılar da sıçırık gibi oluyor. Yazıyorsun, haydaaaa biri geliyor, biri arıyor, diyorsun ki "yarın yazarım yeah, çok da şaapmamak lazım". O yarın hiç gelmiyor. En iyisi tüm dostlarınla, arkadaşlarınla küs. Hepsinden uzaklaş. Zaten hepsi sana benziyorsa, hıyar gibi bişeylerdir. Çok da şaapmamak lazım. 
        Yazamayan kendini yazar derler. Sartre da mı yazamıyormuş amk. O da sözcüklerde kendisini yazmış. O da mı yazamıyormuş. Bırakın bu tırı vırı hikayeleri yahu. İnsan en güzel kendisi hakkında yazar. Yaz kendi potansiyelini, yüce ruhunu, bal damlayan parmaklarınla... Hadi bakayım. Bir daha gözüm görmesin seni buralarda.